Web tasarımda ‘ajans kaosu’ yaşamaktan yoruldunuz mu? Tek Kaynak Modeli (TKM) ile tanışın ve projelerin neden daha verimli bittiğini keşfedin.
Selam, işlere yoğunlaşınca farkında olmadan son yazıdan bu yana çok zaman geçmiş. Ben Adnan Alper Demirci, kurucusu olduğum Solve Yaratıcı Çözümler çatısı altında geniş beceri yelpazem dahilinde müşterinin ihtiyaç duyduğu her şeyi yapıyorum. Hazır sizi yakalamışken gelin, merkezinde sizin olduğunuz bir senaryo anlatayım:
Bir tasarıma ihtiyacınız var, mesela bir web sitesi tasarımı lazım, bütçeniz belli, Google’da arama kutusuna “izmir web sitesi tasarımı” diye yazıp çıkan sonuçlara göz atıyorsunuz. İlk çıkan sonuçlar genellikle hazır çözümler sunan, görece ekonomik hizmet sağlayıcılara ait, bir şekilde üst sıralara çıkmakta başarılılar. Özel bir çözüm istediğinizin farkındasınız, o yüzden sonraki sayfalara bakmaya devam ediyorsunuz. Yavaş yavaş yaratıcı ajanslar çıkmaya başladı. Çoğunun web siteleri de özenle hazırlanmış. Bu noktada daha arka sayfalara bakmadan kararınızı veriyorsunuz, “Bu ajanslardan biriyle çalışacağım!”.
Ön görüşmelerin ardından seçiminizi yapıyorsunuz, 10-15 kişilik bir ekip sizi karşılıyor, toplantı odasına giriyorsunuz, çeşitli departmanları temsilen toplam 4-5 kişi var masada sizden başka. Bütçenizin biraz üstünde fiyat çıkıyor fakat sonuçta profesyonel bir ekiple çalışıyorsunuz. Buradaki “sonuçta” önemli bir kelime, çünkü Türkiye’de web sitesi tasarımı ve grafik tasarım bilindiği üzere, ufak yaştaki bir tanıdığa yaptırılarak ucuza getirilebilen hizmetler sınıfına giriyor. Bu ufak yaştaki tanıdık piyasayı düşürmekle kalmıyor, tek başına çalışan herkesi amatörlük yaftasıyla karşı karşıya bırakıyor. O kadar bütçe ayırdıktan sonra siz amatör biriyle çalışmak ister miydiniz? “Hayır” dediğinizi duyar gibiyim.
Tasarım ekibine vizyonunuzu anlatıyorsunuz ve ajans sizin için çalışmaya başlıyor. Harika bir web sitesi örneği tasarlıyorlar, vizyonunuza layık orijinallikte. Sonra yazılım ekibi geliyor, “Bu tasarımın mobil uyumluluğu çok zor, hem siteyi yavaşlatır” gibi bir itirazda bulunuyor. Mecbur birtakım revizyonlar yapılacak. Bu sırada tasarımlarda Lorem Ipsum kullanılmaması için ekibe katılan metin yazarları eski tasarım için çoktan örnek metin içeriklerini hazırlamışlardı. Yeni tasarıma metinler sığmıyor, kısaltılması gerekiyor. Sonra siz bir butonun yerinden rahatsız olup “Şu butonu 5 piksel sağa alalım” diyorsunuz, bunu proje yöneticisi, tasarımcı ve yazılımcı kendi aralarında e-posta ile tartışırken 3 gün geçiyor. Projenin uzadığını, karşılıklı sinirlerinizin gerildiğini hissediyorsunuz.
Eğer bu “departmanlar arası pinpon” senaryosu size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Bu, ekiplerden oluşan geleneksel ajans modelinin kaçınılmaz bir sonucudur. Sorumluluk dağılır, iletişim kopar ve sizin vizyonunuz bu gürültünün içinde kaybolur. Tüm ajanslar böyle değildir, haklarını yememek lazım, ancak çok iyi yöneticilere sahip olursa mekanizma düzgün işleyebilir. Aksi takdirde işiniz görülse bile verimli bir süreç geçirmiş olmazsınız.
Ya göz ardı ettiğiniz o tek başına çalışan kişilere başvurmuş olsaydınız? Ve o kişi ihtiyacınız olan her tasarım aşamasına hakim olacak bir yetenek setine sahip olsaydı? Web sitesi örneğini ele alalım: hem görsel estetiği hem de kullanıcı deneyimini gözeterek tasarım yapan, kodu verimli bir şekilde yazan ve yazılımı entegre eden, en uygun şekilde siteyi yayınlayan aynı kişi olsaydı… Bir düşünün, süreçle ilgili bir sorunuz ya da probleminiz var diyelim. Araştırılması gereken bir konu değilse cevap ya da çözüm anında hazır. Hem zaman kaybetmiyorsunuz, hem de cevap ya da çözümün nereden geleceğini tahmin etmek zorunda kalmıyorsunuz. Ben buna Tek Kaynak Modeli (TKM) adını verdim.
TKM’yi anlatmak için aslında çok iyi bir benzetme kurmak mümkün, o yüzden yaklaşımın avantajlarına girmeden önce neye benzediğinden bahsedeyim. Ortalama bir ajansın çok kişili çalışma şekline karşın, Solve Yaratıcı Çözümler’deki tek kişilik iş akışı arasındaki fark, eğer teknolojiye aşinaysanız, geleneksel bilgisayar mimarisi ile son yıllarda popülerleşen System on a Chip (SoC) yapısı arasındaki farka çok benziyor. Bu benzerliği anlamak için yakın zamanda gerçekleşen bir teknoloji devrimini hatırlayalım.
Kasım 2020’de Apple içerisinde kendi ürettiği işlemciyi içeren MacBook Air ürününü tanıttığında bilgisayar dünyasında devrim denebilecek bir yeniliğe imza atmış oldu. Daha önce işlemci (CPU), bellek (RAM), grafik (GPU) gibi her bir bileşeni ayrı ayrı farklı firmalardan temin eden ve bunları geleneksel bilgisayar mimarisiyle birleştiren Apple, kendi tasarladığı M1 çipiyle beraber bütün bu bileşenleri ve daha fazlasını yeni bir mimaride birbirine doğrudan bağlayarak tek bir SoC paketinin içine sığdırmayı başardı.
Eski sistemde CPU ile GPU’nun eriştiği RAM havuzları birbirinden ayrıyken, M1’in içerisindeki RAM’e aynı anda hem CPU hem de GPU ortak bir şekilde erişebiliyordu. Aradaki iletişimi sağlayacak veri yollarına ve onların bant genişliği kısıtlamalarına gerek kalmadı çünkü çipin içindeki bütün birimler birbirine doğrudan bağlı olduğu için iletişim müthiş hızlı ve verimli bir hale geldi. Verim demişken, bütün bu muhteşem gelişmeler eski sisteme göre oldukça az miktarda güç harcayarak elde ediliyordu. Bu da çok daha az ısınma demekti ki, MacBook Air’in soğutma için kullandığı tek fanı iptal edilmiş, yeni cihaz fansız olarak duyurulmuştu. Özetle, Intel işlemcili son çıkan giriş seviyesi MacBook Air ile M1 çipiyle gelen MacBook Air’in dış görünüşü birebir aynı olsa da performans ve verimlilik açısından kat be kat fark bulunuyor.
Benim Solve Yaratıcı Çözümler dahilindeki çalışma düzenim tam olarak SoC mimarisinin mantığıyla eşleşiyor. Yine web sitesi tasarımı örneğinden gidelim. Kendi içimde bir birim tasarımı yapıyor, ortak bellek havuzuna bir şeyler atıyor, bir yandan kod yazma birimi sürece müdahil, ortaya çıkmakta olan tasarımın düzgün bir şekilde kodlanıp kodlanamayacağını kontrol ediyor, diğer birime anlık geri bildirim sağlıyor. Metin yazarı birimi ise tasarım için gereken yer tutucu metinleri anlık bir şekilde üretip tasarımın üzerinde denemeler yapıyor. Bunların hepsi benim bünyemde meydana geliyor. Bir birimin diğer birimle anlaşması anlık, çünkü ortak bellek havuzunu kullanıyorlar.
Bu birimlerin her biri için birer kişi olsaydı, kendi içlerinde bu süreçleri başarıyla gerçekleştirseler bile aradaki iletişim ciddi zaman alırdı. Bir diğerinin aklından geçeni okuyamamak, geri bildirimlerin paylaşımı ve sonucunda ekibin kendi içindeki revizyonlarla vakit kaybetmek, bütün süreci tek bir kaynaktan yönetmeye kıyasla ne kadar verimsiz görünüyor değil mi? Verim demişken (evet, yeniden), devasa olmayan bir projenin bütçesiyle bir ekibi beslemek pek mümkün değil ancak aynı bütçeyle, hatta biraz daha azıyla bütün süreci elinden geçiren tek kaynağı beslemek çok daha mümkün. Üstelik nasıl ki SoC’ler kolay kolay ısınmıyorsa, tek kaynak da kolay kolay burn-out olmayacaktır.
Giriş bölümünde yazdığım senaryo bir “ajans kaosu” tasvir ediyordu. Başarılı yönetilen az sayıdaki ajansları bir kenara koyalım, ortalama bir ajansta müşteri olarak karşılaşmanızın pek mümkün olduğu bir senaryo… Çözümü oldukça geniş yetenek ve uzmanlık yelpazesine sahip tek kişiyle çalışmakta bulduk ve mekanizmasının nasıl çalıştığını anladık. Peki bu mekanizma size nasıl avantajlar sağlayacak? Yazının bu noktasında az çok tahmin etmeye başlamışsınızdır fakat ben görebildiğim 4 tane somut avantajı aşağıda açıklamak istiyorum:
Sizin bir okur olarak müşteri adayı olup olmadığınızı şu an için bilemiyorum. Gelin bir rol yapma oyunu oynayalım. TKM ile ilgili bütün bunları okuduktan sonra bir web sitesi projesine ihtiyacınız olduğunda halen daha bir ajansa mı başvurmak isterdiniz, yoksa Solve Yaratıcı Çözümler’in kapısını mı çalardınız? Bu yazının birini diğerinin önüne koymak, tercihlerinizi manipüle etmek gibi bir derdi yok. Halen daha ajansı tercih etmeniz gayet mümkün, çünkü dediğim gibi iyi yönetilen ajanslar da var. Ancak bu ajanslar için gereken bütçeler de ona göre oluyor, Solve Yaratıcı Çözümler’i geçtim, ortalama bir ajansın gerektireceği proje bütçesini bile katlayabiliyor. Bütçenizin ucu bucağı yoksa tamam, ancak belli bir miktarı geçmemesi gerekiyorsa bence TKM’nin verimliliğini göz önüne almanın zamanı geliyor. Çünkü bütçenizi ortalama bir ajanstan bir miktar daha aşağıya çekmenizin avantajı bir kenarda dursun, süreci çok daha verimli geçireceksiniz. Hatırlayın, birimler arası iletişimin oluşturacağı darboğazlar projenizi geciktirmeyecek, bir soru ya da önerinizin cevabını anında alabileceksiniz. Ortaya çıkan ürün her şeyiyle tutarlı olacak. Kaynaklarınız ajansın kirasına, sizin projenizde görevlendirilmeyen çalışanların maaşına, toplantılarda kaybedilen ve ilgili atasözünde “nakit” olduğu iddia edilen vakte harcanmayacak. Onun yerine doğrudan ortaya konan emek ve fikrin değerine harcanacak ve üretimdeki tek kaynağı besleyecek, bölünmeyecek. Bölünmediği için tek kaynağın bir SoC çipi gibi ısınmamasını, burn-out yaşamayıp projeyi yarıda bırakmamasını sağlayacak.
Ben bu yazıyı karşımda bir müşteri adayı olduğunu varsayarak yazmadım. Fakat uzun vadede sizin bir müşteri adayı olmanız gayet mümkün. Eğer öyleyse ve yazıyı buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim. Sizi ortalama bir ajansın kaosundan, Solve Yaratıcı Çözümler’in Tek Kaynak Modeli’ni merkezine koyduğu hızlı ve verimli çalışma ortamına davet ediyorum. Bu sitede her sayfanın sonunda bulunduğum çağrıda da dediğim gibi, ihtiyaçlarınızı belirleyelim! Markanızla ilgili ihtiyaçlarınızı konuşmak üzere ücretsiz bir toplantı yapalım ve nelerin gerekli olduğunu belirleyelim. Siz de buna “Olur!” derseniz, iletişim sayfasında görüşelim…
Markanızla ilgili ihtiyaçlarınızı konuşmak üzere ücretsiz bir toplantı yapalım ve nelerin gerekli olduğunu belirleyelim.
Görüşelim
Yorum yazın: